View on GitHub

thirdwave

Kuran Şifresi (Ömer Çelakıl) Saçmalığı

Magazin ve benzeri programlara denk gelmemek icin can havliyle zapping yaparken Sn. Çelakıl’ı gördüğüm bir kanala takıldım. “Genç birileri din konusunda bir uzmanlık geliştirmiş, ne güzel” diye düşündüm, ve programı sonuna kadar seyrettim. Ömer Bey Kuran’da şifre bulduğunu iddia ederek, tarihteki bazı olayların Kuran’da tahmin edildiğini söylüyordu.

Kuran şifresi arayışı, değişik sayım yöntemleriyle, Rashad Khalifa adlı bir Mısırlı akademisyen tarafından da ileri sürmüştü; Kalifa’nin kitabının İngilizce’sini ABD’deyken alıp okumuştum. Sn. Kalifa, hatta, iyice ileri giderek Kuran’ın şifreyle korunan tek kaynak olduğunu, ve hadislerin dinlenmemesini salık veriyordu. Sn. Kalifa bulduğu bu şifreye göre “sonradan eklenmiş” 9. surenin son iki ayetini kendi Kuran tercümesinden atmıştı. Kalifa’nin iddiaları kabul edilebilir gelmişti. Fakat kontrol etmeden konuyu bırakmıştım.

Bu yüzden Ömer Bey’i seyrettikten sonra, artık kendi sayımımı yapma zamanı geldiğini düşündüm. Bey’in kitabını aldım, ve takip ettiği yöntemi kendim de yaparak sonucu kontrol edeyim dedim… Ve sonuç ne yazık ki aynı çıkmadı, demek ki Ömer Bey ya bir şarlatan ya da kendini kandıran bir zavallı…

Ömer Bey, surelerdeki kelimeleri sayarak, ve bir mesajın verildiği ayetin numarasını suredeki kelime sayısını ekleyerek, o mesajın olacağı tarihi yıl olarak bulduğunu iddia ediyor. Mesela Hristiyanlardan çok bahsedilen Maide süresinin kelime sayısına “savaş” kelimelerinin çıktığı ayet numaralarını ekleyince, 1804 + 14 + 24 + 33 + 64 = 1939, yanı 2. Dünya Savaşı’nin çıkış tarihini bulmuş.

Yanlız, Maida süresinin kelime sayısı 1804 değil, 2804’tür. Yani 1000 kelime bir şekilde tıraşlanmış. Her sürenin kelime sayısını su adresden bulabilirsiniz. Ayrıca kelimeleri “transliteration” yanı Arapça okunuşun latin harfleri ile yazılmış halini indirerek, kendi yazdığım bir bilgisayar programı ile bu sayımı ben de yaptım. Bulduğum sonuç 2816’dir. Benim sonuc, ekte verilen kaynaktaki rakama Sn. Celakıl’in sayısından daha yakındır.

Eğer, Sn. Celakıl’in kelime sayımı doğru olsaydı bile “tahmin edilen olay” niye I. Dünya Savaşı değil de, II. Dünya Savaşı çıkmıştır? Ayet bunlar hakkında bir ipucu vermemektedir. Hristiyanların savaştığı büyük savaş sadece II. Dünya savaşı mıdır? Ayrıca II. Dünya Savaşında Japonlar da savaşmıştır ve Japonlar Hristiyan değildir.

Ama saçmalıklar devam etmektedir: Sn. Çelakıl’ın rapor ettiği sure kelime sayımlarının “hiçbiri” doğru değildir: Şuara suresinde 1299 kelime olduğu söylenmiş, 1318 vardır, Yunus’da 1832 kelime var denmiş, 1833 kelime vardır (neyse yaklaşmış, sonra 1 harf eksilterek Mısır’ın bağımsızlık tarihine erişmeye çalışmış) ve Hac süresinde 1291 kelime var denmiş, fakat oradaki kelime sayısı gercekte 1274’tür.

Çelakıl ciddi metot hataları da yapmıştır. Bulduğu yılları bazen Hicri takvimde kabul etmiş, bazen de Miladi takvimde kabul etmiştir. Neden? Bu iki takvimleme yöntemi arasında bir seçim yapmak için kullandığı metot nedir? Bunun için sürenin içeriğine dayanan bir veri kullanmamıştır.

Demek ki Sn. Çelakıl, insanların dini duyguları üzerinden para kazanmaya çalışan bir şarlatandır. Ne yazık ki, söylediklerine kendi de çok inanır gözüküyor. O zaman durum daha da vahimdir. Ömer Bey kendini kandırmıştır. Ömer Bey, dünya görüşü olarak saf bir görüntüdedir. Olan biteni pek anlamadığı gibi, tasavvuf hakkında da yanlış bilgileri vardır; Güya Kuran’a göre “öfke” günahmis. İmam Gazali’yi hiç okumamış, “insanın içinde şeytan da vardır, melek te” der Gazalı, “ikisi de bizim için gereklidir”.