Ek Noktalar III

Robot kontrollu yapilan “otomize sanayi”, mavi yakali isciye dayali olmadigi icin bilgi ekonomisi mentalitesini getirecektir. Bu tur bir sanayide, uretimi monitor eden ekran basindaki “yeni isci” kendisine gelen bilgileri idare etmek, karar vermek, aksiyonlari onem sirasina dizebilmek gibi melekeleri egzersiz ettigi icin bir “bilgi isleyicisisi”, haline gelir ve III. akima ait olur. Japonya sanayisi bu tur uretimde oldukca ileridir ve bu baglamda kismen bilgi ekonomisine giris yaptigi soylenebilir. Fakat Japonya, bilgisayar programciligi bazli servis bazli ekonomi (mesela IT) alanlarinda benzer atilimi yapamadigi icin ekonomisinde uzun bir duraklama yasamistir.
Turkiye’de zorunlu askerlik “mavi yakali isci yetistirme programi”‘ndan baska bir sey degildir.. Ictima, emir alma, tekrara dayali yeknesak isleri surekli yapma gibi bilgi ekonomisinde anlamsiz yetenekler insanlara surekli asilanmaktadir. Bu acidan zorunlu askerlik bant usulu egitim sistemi ile ayni gorevi yerine getirmektedir - sanayi toplumuna “kafasiz yakit” saglanmaktadir. Ayrica, sadece sanayi toplumuna faydali tek-tiplesme, standartlastirma, merkezilestirme gibi ek amaclara da hizmet edilmis olmaktadir.
Hem sanayiniz otomize, hem bu yeni sanayinin urettigi urunleriniz “fikir yogunluklu” ise (ve isin bu kafa kismini disaridan almiyorsaniz), o zaman bilgi ekonomisinin parcasisiniz demektir.
Rahmi Koc, zamaninda bilgi teknolojilerinden sorumlu oglu Ali Koc’u bilgi sirketlerinin tam karliliga gecmemis olmasi sebebiyle tum genel mudurlerinin onunde fircaladigi zaman, eski usul bir sanayicinin yeni bilgi ekonomisini anlamakta ne kadar zorlandigini da gostermis olmaktaydi. ABD’de Google ancak 5, Amazon 6 sene sonra karliliga gecebilmisti - bunlardan Google’in su anki karliligi 1 milyar dolar uzerindedir.
Japonya’da akimlarasi savasa en guzel ornek, populer Internet portali Livedoor sirketinin kurucusu Takafumi Horie’nin bir takim ayak oyunlariyla “borsa sucu” uzerinden hapise gonderilmis olmasidir. Hapise giden surec baslamadan once bile Horie, medya ve diger “eski elit” tarafindan surekli “degisik” olmak ile suclaniyordu… Giyinme stilinden (kravatsiz), “Amerikan usulu” is yontemi (sirket ele gecirme) kullanmasina kadar Horie, surekli bu yasli elitin saldirilarina maruz kalmistir… Fakat esas durum, sanayiciligin, yeni bilgi/servis mentalitesine olan yabanciligi ve onu anlayamamasindan gelen bir tahammulsuzlugu ve hatta korkusu idi.
Isci haklarini savunan sol ile sermayeyi savunan sag arasindaki ayirim, III. dalgada “emekcinin yokolmasi” ile anlamsiz hale gelir, cunku bu yeni dalgada tek emekci “bilgi emekcisidir” ve bu insan zaten yeterince becerikli ve degerli oldugu icin piyasa ekonomisinde istedigi ucreti alabilecektir. Boyle bir ortamda sendika kavrami cokuntuye ugrar, klasik “sol” kavrami yokolur.
Ingiliz ve Amerikan sol partilerinin gecirdigi degisim bunun ispatidir; Bu ulkeler III. dalgada en ileri ulkelerdir.
Sol Avrupa’da kuvvetlidir cunku Avrupa tam anlamiyla sanayilesmistir.
Sol Turkiye’de olusamayacaktir cunku endustriyellesme hicbir zaman tamamlanamayacaktir. Bu, aslinda iyi bir gelismedir, Turkiye acisindan bir avantaj sayilmalidir.
Sol olmayinca onun karsisi sag da anlamini kaybeder.
Sag/sol’suz bu dunyada herkes yabanci sermaye ister, herkes sosyal servis ister, herkes “en iyi yoneten devlet, en az yonetendir” anlayisini benimser. Daha ilerideki asamalarda kacinilmaz olarak katilimci demokrasi devreye girecektir (vergilerinizi yuzde olarak hangi alanlara gitmesini secebildiginiz bir sistemi dusunun).
Kuvvetler ayriligi kavrami endustriyel demokrasinin geldigi/gelecegi en son noktadir.
II. akimin muzigi klasik muzik ise, III. akimin muzigi caz, rock, techno ve trans gibi muziklerdir. Bu muziklerden cazda, az sayida “birey” canli performans sirasinda bile birbirlerinden feyz alarak muzigin yonunu degistirebilirler (jamming), bu acidan muzikleri betona dokulmus spesifikasyona bagli kopek surusu kalabaliginda bir grup tarafindan “aynen” calindigi klasik muzik anlayisi ile net bir kontrast olusturur.
Alvin Toffler “techno” ismini bizzat kesfeden kisidir; Third Wave adli kitabindan cok etkilenen Juan Atkins, bu muzigi yaratirken ozellikle bu ismi sectigininden bahseder.