
Çetin ALTAN
Seytanin seyi
Falan
Savaşlarda patlayan bombalar.. Camaşır makinaları bozuluyor, ölen her kimse bir tane daha az prezervatif kullanan demek. Benim alet kalkmadığı için böyle konular beni uğraştırıyor.Fakat Köycegiz'de si**en tavşanlar.. Bunların hiçbiri onların umrunda değil. Onlar düşünüyor ki bir zıplayabilsem o martıyı ne güzel s****m. Püfür püfür esen rüzgar. Ya da ben yellendim. Emin değilim. Diyalektik yapmanın zamanı geldi.
Kadınsız sofralar. Ortadoğu'da yaşlı insan olmak zor. Kadınsız sofralar, Köyceğizde şeyeden kurbağalar. Keşke ben de kurbağa olsaydım. İşçileri sömürerek zengin olan burjuva, çağ atlayarak bir diyalektik ve kelektik kelaj fikirleri aynı potada eritti, ama benimkini kaldıran bir -izm hala bulunamadı. Bakalım gelecek yüzyıl nelere gebe? Ama Köyceğiz'deki kurbağalar... martılar.. hiçbirinin bundan haberi yok. Şimdi bir şiir
Ebleh ebleh eleh ebleh
Meleh ebleh lehinse
Seni sehle mehlesem
Onu öyle kehlese.
İncili Çavuş,'a sormuşlar: "Seninki kalkıyor mu?" İncili Çavuş, demiş, "ben kurbağayım". Bunu biraz düşünen Nasreddin Hoca sormuş,: "Ben bu hikayede ne arıyorum?". Ona demişler: "Bunak yazara kaynak sorulmaz".
Uzay çağına erişmek istiyorsak, prezervatif alıcılarını korumalıyız. Ve Fransız tarihini ve edebiyatını ezberlemeliyiz. Fransızca bir şiir:
Lö Blö Blö Blö
Dö Blö Lö Lö Lö
Blö ..
Bööööööö
[kusar]
Enseyi açık bırakmayın, şaplak yersiniz. Günlerden Cuma, enseyi açık bırakma. Hiç merak etmeyin, rüyamda gördüğüm Marx bana söyledi: Diyalektik ve Fransız edebiyatıyla harmanlanmış, 20. yüzyıl uzay çağı Türkiye'yi bile diyalektikleyip belleyecek.
Halbuki Köyceğiz'deki tavşanlar. Bir esinti. Rüzgar. Ay. Bir öküz. Ben de bir öküzüm. Bir şiir daha
Ayı
Girsin g**me keman yayı
Sonra tren rayı
S**in beni Osman Dayı
Çıkayım s**nin tepesine seyredeyim Almanya'yı
Ah ah..
Ama ben enseyi en iyisi açık bırakmayayım, günlerden Cuma.
(145 sene önce yazılmış, ve tutmamış bir yazı. Bir daha deneyeyim dedim. Belki bu sefer beğenen bir keriz çıkar.)
c.altan@prizma.net.tr