View on GitHub

thirdwave

Yemlenme Sirasi

Her ulkedeki entegrator elit tabakasinin kendi icinde bir yemlenme sirasi oldugundan bahsetmistik. Piramit usulu organize olan endustriyel cenah, muhakkak bu sirilanmayi olusturur. Bu elit, ozellikle 2007 oncesi Turkiye’de, iki buyuk kisimdan olusmaktadir/olusmaktaydi. 1) Burokrasi/memurlar 2) Yeni zenginler.

Memur sinifi, Ozal oncesi yemlenme sirasinin ust seviyelerinde, silahli burokrasinin hemen altinda iken, Ozal sonrasi yeni zenginlere karsi bu pozisyonunu kaybetti. Memur sinifinin ozellikleri sunlardir: Kemalizm ideolojisinde olunup, merkezi kollayip onun tarafindan kollanma gudusunu vardir. Endustriyel yapilanmada “halka tek hizmet noktasi” olma bilinci uzerinden “vatan millet sakarya” katsayilari yuksektir. Toplumsal sorunlari irdelerler ve “devletin” bunlari nasil cozecegini dusunurler. Bilim hakkinda belli bir hayranlik tasirlar, ki bu, yeni dunyada ise yarayacak olan tek iyi taraflaridir.

Bu insanlarin kendi iclerindeki yemlenme sirasi net’tir - bu siralama memurlarin kendi iclerinde zaten olan hiyerarsi tarafindan otomatik olarak belirlenir. Buna gore (mesela) buyukelci en ustte, herhangi bir “mudur” onun altinda, mufettis onun altinda, normal memur en altta olabilir.

Diger tarafta yeni zenginler, daha dogrusu bunlarin ilk kaymak tabakalari, memurlari atlayip uste ciktiklarinda kendi aralarinda bir siralama mevcut degildi. Bu sebeple bu grubun en cok ilgilendigi bu siralamadaki yerini belirlemektir. Canan Barlas’in “egreti burjuva” olarak tanimladigi bu kismin genc tabakasina bakmak zihin analizi acisindan faydali olabilir - bu grup siralamayi duzenlemek icin su tur manivelalara basvurur.

Bu insanlarin her iletisiminde bu yemlenme sirasindaki yerini belirleme ihtiyaci goze carpar. Mesela kartvizit verildiginde karta bakmamak, masa ustunde birakmak, “ben onemliyim, siralamada ustteyim” mesajini veriyor olabilir. Herhangi bir iletisim muhakkak “disarisi” ile alakali bir konusma egzerzisine donusecektir. Isim hatirlamamak, baska bir grubu hakir gormek bu siralama tekniklerinden sayilabilir.

Mevcut olan herhangi bir sira onceden belli olmadigi icin “sira” kapismasi, kopeklerdeki gibi vahsi olabilir. Zaten bu insanlarin davranis kaliplari da kopeklerinkine benzer. Kalabalik halde kuvvetlidirler, tek baslarina olunca (o an icin) en ustteki kopegin ne yaptigina bakilir. Pozisyon kaybetmemek elzemdir, sans elverirse uste atlamak onemli bir amactir.

Ilerisi

Entegrator elitin icindeki bu iki buyuk grup arasinda fazla bir gecis olmamistir. Memur oglu memur (ozel sektorde maasli calisan), yeni zengin oglu yeni zengindir. Bu gruplar bilgi toplumuna gecerken ideolojik olarak mecburen evrilecektir. Yani eski turler yokolacak, yerine yenileri gelecektir. Peki bilgi toplumuna donusurken hangi grubun cocuklari daha sansli olacaktir? Burada her iki tarafta da sans gormekteyiz. Bilim hakkinda bir saygi Kemalist/memur kesim tarafindan gelmektedir ve bu ozellik yeni cagda kapitalize edilebilen onemli bir vasif olacaktir. Yeni zenginler ise cok hava atmak istedikleri “disarida egitim” uzerinden yeni dunyanin dinamiklerini farkinda olmadan almaya baslayacaklar, zaten uretim metotunun kamcisi onlari da bu enerjiye sahip olmak icin zorlayacaktir. Fakat siralama gudusu onlari cok degerli olan enerjiyi (motivasyonu) kaybetmelerine sebep olabilir.

Ucuncu bir grup ise muhafazakar gecmisli yeni sehirli, yeni beyaz yakali topluluktur ki bu grup, kural/kanun takip etme, yazili metne saygi, grift bir dusunce agini/kulliyatini takip etme, anlama, yorumlama gibi ozellikleri tasidigi icin bu yetenekleri yeni bilgi caginda uygulamakta en sansi gruptan biridir, bilim hakkinda bir enerjiyi de edinirlerse, ulkenin gelisim pistonu Kemalizm’den arinmis memur cocuklarinin “evrim gecirmis hali” ile beraber onlar olacaktir [2]. Bu gelecekte entegrator elit grubu yikilacak, yerine biraz once tarif edilen kisilerin olusturdugu, statusu kafasindaki bilgiyle, ogrenme, unutma, tekrar ogrenebilme kapasitesi ile olculen ulkenin her kosesine ve satha yayilmis sosyal baglamda birbirine esit bilgi iscileri sinifi olusacaktir.


[1] Beceri sahibi olmak entegrator elit icin gerekli bir ozellik degildir. Amac “baglamaktir”. Turkce’de kullanilan “is baglamak” sozunun bu kesimde daha cok duyulmasi bosuna degildir - bilincaltisal bir durum kendini sozel olarak dile getirmektedir.

[2] En buyuk soru, 100 sene once olsa lumpenproleter olarak adlandirilacak kitlenin ne olacagidir. Bu kimseler, sokak cocugu, niteliksiz, bir altin alti sinif olarak tehlikeli bir olus halini alabilirler. Burada Turkiye’nin guclu aile yapisi ve “network” kurucu refleksleri bir umuttur, fakat sosyal girisim baglaminda bireylerden ve tesvik edici baglamda hukumetin duruma el atmasi gerekebilir.