Beklenmeyen Ittifak

Bu ittifakin iki aktoru var. Hic beklenmeyen bir konuda, beklenmeyen iki aktorun garip bir sekilde yanyana oldugunu gozlemliyoruz: Bu ittifaki su gruplar olusturuyor:

Kaderci koylu: Bu kisi, topraktan gelen, ve yagmur, kar, kuraklik icin surekli “yaradana bakan (koylu yaradani tabii ki)” statik bir hayat tarzindan gelir. Kendisi degilse bile, birkac nesil oncesi bu gecmise dayanir. Doga hakkindaki konularda “ne olursa olur” tarzinda “kadercilige” yatkindir. Yagmur yagarsa yagar, yagmazsa yagmaz. Uygun olan neyse o olur.

Endustriyel piyasaci: Bu kisi hayatini tabiatin irzina gecerek kazanir, ya da dolayli yoldan o ekonomik sisteme baglidir. Sinirli kaynaklarin sinirli bir sekilde islenebildigi sinirli bir ekonominin insanidir. Buyuk organizasyonlar icinde yasar ve bu organizasyonlar onun bilincini, anlayisini asar. O “daha yukarida” neler oldugunu fazla dusunmez. Buyuk cerceveden bakmaz ve bakamaz.

Ve bu iki karakter, ilginc bir sekilde tek bir konu hakkinda ittifak halindedir:

Kuresel isinmanin olmadigi faraziyesi.

Kaderci koylu, eger kotu bir durum olsa, bana yagmur yagdiran, kar veren beni asan, anlamadigim bu duzen niye bu isi kendi kendine halledemiyor turunden neanderthal bir bekleyis icindedir, endustriyel piyasaci ise, benzer sebepten fakat farkli acidan, eger kar amacli doganin irzina gecemiyorsam ben nasil kar yapacagim anlayisindadir. Endustriyel piyasaci icin eger islenecek dogal kaynak yoksa, uretim yoktur.

Neyse ki bu iki anlayis tarzini da yavas yavas asiyoruz. Kuresel isinma tehdidi arkasinda bile komplo teorisi arayanlar bile, nihayet gercegi kavramaya basliyorlar.