View on GitHub

thirdwave

Michael Milken

Milken 70’li yillarin “junk bond” kraliydi. Junk bond’lar, en azindan o yillarda, daha ufak ve ana govde disindaki sirketlerin tahvillerine verilen isimdi; ironiye bakin ki zaman gectikce koca GM sirketinin tahvilleri junk bond haline geldi..

Milken bu ufak sirketlerin karliliklarinin hic te fena olmadigini ve onlarin tahvilleri icin bir piyasa olabilecegini ilk kesfeden kisidir. Devasa, endustriyel “blue chip” sirketleri cok rahat bir sekilde borclanabilirken, Milken sayesinde daha ufak sirketler de junk bond’ar uzerinden borclanabilmeye ve ek sermayeden faydalanabilmeye baslamistir.

Ama eski sistem, tabii ki, hemen karsi taarruza gecmistir. Aynen Japonya’daki kodamanlarin Livedoor CEO’su Takafumi Horie’yi “fasa fiso” suclarla hapise gonderdikleri gibi, Milken’e karsi ayni hamleler ABD’de yapildi.

Bu cagda baska isler de oldu tabii; Milken’in ve (sonra) benzer kisilerin sagladigi finansmanin yuzde 75’i ufak/orta sirketlere gitmistir, dinazorlari korkutan zaten budur. Diger bir kisim ise saldirgan sirket kapma isleri icin kullanildi, bu da dogru. Ama her nasilsa isin daha buyuk kismi gorulmeden haberler ve sansasyon oteki konular hakkinda yapildi. Holywood’daki devletci kolektivistler hemen basladilar filmlere: Wall Street’teki Gordon Gekko karakteri direk Milken’i baz aliyor. Tabii karakteri acele degistirip bir “yokedici finansor”, “robber baron” haline getirmisler… Dikkat edin, Gekko hep aski takiyor, ve o aski uzerindeki renkler Ingilizlerin unlu lisesi Eton kolejinin renkleri. “Caktirmadan” ana karaktere acele bir “soylu” havasi verilmis; Isi tehlikede olan sendika lideri Irlanda/Amerikali Martin Sheen - bu oyuncunun Irlanda/Amerikali olmasi onemli, daha “halk” goruntusu olmasi icin. Bir de “ortada” kalmis, “iyilik” ve “kotuluk” arasinda kararsiz, aahhh vaaah zavalliiii dram yasayan, bolunmus kisilik, Martin Sheen’in gercek hayattaki oglu, Charlie Sheen’i de ekleyince, dram tamamlaniyor. Hah!

Tras bunlar. Yeni teknolojilerin sebep oldugu degisimler devam ediyor. Tum krizleri yeni gerceklere hazir olmayan eski kurallar, eski cikarlar yuzunden yasiyoruz.