View on GitHub

thirdwave

Şili

Vakt-i zamaninda Milton Friedman Sili’ye gidip darbe lideri Pinochet yonetimine danismanlik yaptigi icin cok elestirilmisti. Benzer sekilde Ozal’in darbe ertesinde isbasina gelmesi, surekli onun, ve ileri surdugu serbest piyasa temelli atilimlarin yeni bir baskici ideolojinin temsilcisi olarak gorulmesine sebep oldu.

Halbuki hikaye zannedilenden cok farkli idi.

Sili ve Turkiye’de darbe ile isbasina gelenler modernist/endustriyel ekibin parcasiydi ve hayatta kalma surelerini serbest piyasacilara “eklemlenerek” arttirma pesindeydiler. Yani bu ekip bir nevi asalakti. Serbest piyasaci Avusturya/Chicago ekolunun yazdiklarinin tamamina bakarsaniz, Pinochet/Evren baskici rejimleriyle tamamen ters kavramlar ileri suruldugunu gorursunuz. Fakat modernist ekip serbestiye ideolojisinin icinden isine yarayanlari secip begenerek, bu ideoloji sayesinde nasil olsa artacak uretkenlikten alacagi vergiler/diger tirtiklama yontemleri sayesinde hayatta kalmayi surdurebilecegini umdu. Turkiye’de bunu basardi da. Mesela 28 Subat “banka talan operasyonu” bu serbest piyasanin nimetlerinden yararlanma atilimlarindan birisiydi.

Peki Friedman niye Sili darbe hukumetine yardim etti? Gayet basit bir sebepten: Serbest piyasa ilerlerse, ileri bir tarihte bunun daha fazla demokrasi, daha fazla ozgurluk getirecegini umdu. Hakikaten Sili’de, biraz da takip eden yonetimlerin basireti sayesinde, bu gecis fazla acili olmadan devam etti. Demokrasiye gecildi, yuksek teknoloji ve egitime onem verildi ve bu sayede Sili Latin Amerika’nin ornek ulkesi haline geldi.

Ulkemize donelim:

Turkiye’de zaman zaman “sol denen seyin” takipcilerinin piyasacilara kizmasini iste bu filtre sayesinde daha iyi anlayabiliriz. Bu arkadaslar 12 Eylul’de kafalarinda kirilan odunu tutan elin serbestiye takipcilerinin olmadigini hicbir zaman anlayamadilar. O odunu tutan el, modernist/endustriyel parazitlere aitti. Fakat bu arkadaslarin farki gorememelerinin altinda yatan psikolojik sebep ise su olabilir: Kizdiklari sey, aslinda kendilerine cok benzeyen bir ideolojinin temsilcisiydi - aynen onlar kadar modernistti, aynen onlar kadar (yeri geldiginde -cogu zaman-) kollektivist olabiliyordu.

Sol denen seyin mirascilarinin diger bir sansizligi ise, ornek aldiklari Fransizlarin garabet kultur kodlarinin carpitmasi sebebiyle, ozgurluk soylemine karsi kendilerine negatif bir hava yansimis olmasiydi. Bu aptallarin kulturel fay hattinin ozgurluk/seckinlik noktasindan gectigini belirtmistik [1, 2]. Aslinda kendisi “seckin” olmak isteyen Fransizin “ozgurluge karsi” olan sevmezligi, hayatta kalmak icin liberallere eklemlenmis asalak modernistlerin ayristirilamamasi ile birlesince, karsi tarafta kendini kaybetmis bir muhalefetin ortaya cikmasi kacilinmazdi.

Dolayli yoldan, degisik yazilarda bunu pek cok kez belirttik: Ortadogu’da bombalar sallayan, insanlara ihtiyaci olmayan evleri yaptiran, abuk bir ekonomiye sebebiyet veren hicbir zaman biz olmadik.

Zaman gectikce, modernistlerin uretim metotu bilahere mevcudiyet sebepleri asinmaya devam ettikce, bu farklilik daha acik bir sekilde siritmaya baslayacaktir.