Fikri Altyapi

Turkiye’nin fikri tabani gelecegi karsilamak icin hazir mi? Oldukca yol katedildi, fakat hala gidilecek uzun bir yol oldugunu goruyoruz.

“Soguk Savas dusunurleri” burada onemli bir handikapimizdir. Hic unutmam, Turkiye’nin baby-boomer neslinden (46-64 arasi doganlar) biriyle konusuyordum, adama (hafiften takilarak) soyle sormustum: “Yahu siz niye boyle haysisetsiz, sahsiyetsiz garabet bir nesil olup ciktiniz? Aslinda bu kisinin soruma gulup gececegini zannediyordum ama birdenbire adam ciddilesti, soyle uzun bir dusunup cevap verdi: “Valla biz tum hayatimizi nukleer savas tehdidi altinda gecirdigimizden herhalde manyaklastik”.

Allah allah. Fakat gercekten Turkiye’de (muhafazar kesim haric -cogunlukla-) bu nesilde bir “maya bozuklugu” var.

Bir suru ornegi mevcut: “Demokrat ama ozgurlukcu olmayan” dangalaklar, “ulkeyi Tusiad yonetsin” diyebilen saskinlar, 21. yuzyilda Kemalist olabilen aptallar, kripto-kolektivistler, Damal’da golgelere tapinan zavallilar, Osmanlicilar, “yeni sol”, “yeni sag” pesinde kosan okuzler, dayanismacilar, sosyalistler.. Var da var..

Bu tur bir dusunce yapisiyla yeni caga hazir olabilir miyiz?

Agir aksak ama olacagiz.

Bir kere, soguk savas mentalitesinden tamamen kurtulmamiz gerekmektedir.

Ergenekon tartismalari sirasinda yargilanan generalleri “Avrasyacilik” ile suclayabilirsiniz, fakat onun alternatifi “kullen Baticilik” degildir.

Turkiye’nin yeni dis politikasi “cogulcu” yani hem Dogu, hem Bati, hem Ortadogu hem Kuzey ile ayni anda angaje olabilen bir politikadir.

Yani hem Avrasyaci, hem Batici, hem bilmemneci olacagiz. Daha dogrusu “bizmerkezci” olacagiz cunku kisisel cikarimiz bunu gerektirmektedir. Ahmet Davutoglu’nun dedigi gibi “Doguya dogru yayimizi ne kadar gerebilirsek, Batida okumuz o kadar uzaga duser”.

Soguk savas nesli bu tur nuanslari anlayabilir duruma gelecek.

Ikincisi, teknolojik degisimin toplum uzerindeki etkilerini gormeleri gerekecek.

Ucuncusu, neyse.. oralara gelmeden bir ve ikinci kalem hallolsun o yeter.

Gidecek uzun yol var.

Ha gayret.