View on GitHub

thirdwave

Yeni Yeni Ekonomi - II

Chris Anderson, Wired makalesi

Ve geçtiğimiz Eylül ayında herşey birdenbire paldır küldür çöküverdi. O koca finans şirketlerinin aşırı borçlanma ile o devasa boyutlarına vardıkları anlaşıldı. Büyük otomotiv şirketleri ise aşırı yükselen petrol fiyatlarına ve düşen talep problemine ‘tosladı’. Büyük ilaç şirketleri o dev karlar getiren sükseli ürünleri ortaya çıkaramamaya başladılar. Wal-Mart ardı ardına dükkan kapattı, aynı anda GE bazı bölümlerini satmaya çabaladı.

Şimdi önümüzde duran şu devler mezarlığına bakarak tekrar soralım: Malone haklı mıydı? Onun tahmin ettiği daha ufak ‘canlılardan’ oluşacak ekosistemin gelişini geciktiren sadece eski devasa dinazorların çukura yürüyüşlerini seyretmemiz miydi?

Yaşadığımız son krizi sadece bir dönemsel düşüş olarak nitelemek yanlış olur. Bu kriz aslında bir çağın bitişini işaretidir. Bu krizden sadece daha bilge olarak değil, daha değişmiş olarak çıkacağız.

Geçtiğimiz 9 ay içinde aşırı büyüklüğün ekonomik olmadığını [1] keşfettik. Büyük firmaları nakit akışıyla işletmek daha zordur, bu sebeple bu şirketler daha fazla borca ihtiyaç duyar hale gelmişlerdir. Büyük şirketler, [seçecekleri ürünler, gelecek tahmini hakkında doğal olarak] daha büyük kumarlar oynamak zorundadırlar, ama aynı zamanda aynı şirketler iş yaptıkları o aşırı çeşitli piyasada dağıtım ve rekabet üzerindeki kontrollerini kaybetmeye başlamışlardır. Sonuç olarak oynanan kumarlar daha riskli ve getiriler daha düşük hale gelmiştir [2]. Üstüne üstlük Wall Street firmalarının görmeye başladığı gibi büyük şirketler daha fazla regüle edilmeye başlanacaktır, ki bu iş dünyasında hiç istenmeyen daha az esneklik anlamına gelecektir. Finans sektörünün “yıldız çalışanları” çoktan daha ufak firmalara kaçmaya başladılar çünkü oraları artık ilginç şeyler yapabilecekleri yegane yerler olarak görüyorlar.

Risk yatırımcısı Paul Graham’a göre eskiden geçerli olan “büyük ve disiplinli organizasyonlar kazanır” kuralının sonuna artık şu değiştirici ibareyi eklemek gerekiyor “.. değişimin yavaş olduğu sektörlerde”. Kimse bu gerçeği işler yeterli bir hiza erişinceye kadar farketmemişti.

O zaman şunu söyleyebiliriz ki kriz sonrası, eskisinin küllerinden doğacak yeni ekonomi ‘küçük olanı’ daha avantajlı hale getirecektir [..].

Niye küçük firmalar avantajlı olacak? Bilinen klasik sebepler olan çevik olmaları, risk alabilmeleri gibi öğelere bir de şunları ekleyin: “Bulutta işlem yapabilmek (cloud computing)” [3] sayesinde yeni şirketlerin artık İT / bilgisayar ekipmanı satın almasına gerek kalmıyor. Böylece bu şirketlerin para peşinde koşmak ya da borca girmeye daha az ihtiyaçları olacak. Aynı zamanda elektronik sektöründen tutun giyim sektörüne kadar pek çok yerde tedarik zincirinin “Webleşmesi” artık en ufak şirketin bile global piyasadan sipariş verebilmesini sağlıyor, aynen eskiden sadece büyük şirketlerin yapabildiği gibi. Koca bir plak / müzik şirketinin yapabildiğini artık bir müzisyen tek bir laptop sayesinde yapabiliyor, aynı laptop’u bir mühendis yeni bir elektronik ürünü tasarlamak ve ürettirmek için kullanabiliyor.

[1] Yazar burada ilginç bir kelime oyunu kullanıyor. Genelde endüstriyel ekonomiler “büyüklük ekonomisi (economies of scale)” olarak tarif edilir. Birim başına az bir kar elde ediyor olsanız bile seri üretimle ürünü pek çok kez üretebildiğiniz için o ufak karlar toplanarak nihai karı büyütürler. Bu sebeple sanayisel bir teşekkül büyüdükçe büyümek ister (doğal kaynak sınırına toslayana kadar tabii [4]). Chris Anderson ise aşırı büyümenin patladığı ortamı tarif etmek için “-dış-economies of scale” diyor, yani büyümenin “gayri ekonomik” olduğu durum.

[2] Böyle bir yorumun kelimesi kelimesine Holywood film endüstrisi için kullanıldığını hatırlıyorum. Holywood aynı şekilde sürekli aşırı sükseli / ilgi çeken film (blockbuster) peşindedir fakat film bütçeleri gittikçe büyürken piyasadaki beklenirlik azalmaya başlamıştır (belki de o sebeple son zamanlarda habire ‘yeniden yapım (remake)’ seyreder olduk). Bir BBC belgeseline göre eğer Holywood parasını filmler yerine bankalara koysa şu andakinden daha çok para kazanıyor olurdu.

[3] Bulut kelimesi “İnternet üzerinden erişilen bilgisayar kümesi” kavramını sembolize etmek için kullanılmakta. Bir işlemi yapabilmek için tek bilgisayar yerine pek çok bilgisayar paralel olarak aynı işlem üzerinde koşturulur, böylece sonuca daha çabuk varılması sağlanır. İlginç bir şekilde ekonomide daha küçük olana gidiş, bilgisayar dünyasında yıllardır yaşanmaktadır, daha küçük olana (PC boyutları yani) bir gidiş olmuştur. Bizim sektörde de başta koca koca bilgisayarlar (mainframe) vardı; fakat ibre sonra PC boyutlarına kaydı. Koca, tek bilgisayarlar hala üretiliyor fakat ucuz, daha ufak PC’leri biraraya getirip “kümeleştirmek” çoğu işlemde aynı, hatta daha iyi performansı yakalayabilmenizi sağlıyor.

[4] Yazılım işinde doğal kaynak sınırı da yoktur. Hammadde bilgidir.