View on GitHub

thirdwave

CHP

CHP niye boyle? Sol’a ne oldu?

Her hareket birilerini temsil ederek yonetime gelmeye ugrasir. Sol hareket endustriyel proleter sinifi temsilen ortaya cikmistir ve bu sinif 20. yuzyilin ortalarina kadar “cok olan (the many)”dir ve bir hareket demokratik bir ortamda temsili guc kazanmak istiyorsa, bu sinifin temsiliyetine soyunabilir. Bu mantiklidir. Ayrica Marksistler “sosyalist cenneti” begendirmek icin herkes tarafindan kabul goren demokrasi kavramina sarilmak zorunda kalmislardir; eger bunu yapmasalardi, sosyalist cennette bir bozukluk oldugu ortaya cikardi; ve iste karsinizda sosyal demokrasi denen sentez.

Fakat daha once belirttigimiz gibi, “cok olan” artik “az olandir”.

Sol hareketlerin temsiliyet kabiliyeti iste o anda marjinallesir. Bu hareketin temsilcilerinin o noktada birey haklarina odaklanmalarini bekleyebilirdiniz, ne de olsa o artik “az olan” icinde isciler hala vardir, ve isciler bireydir, fakat bu bireye odak mantiken girisimcileri, etnik azinliklari, ulkenin her turlu vatandasini kapsamak zorundadir, fakat o turlu “musteriyi” tatmin edecek baska saticilar da vardir. Sol degisik olan, albenisini boyle bir ortamda kaybeder. Ustelik yeni musteri “eski tuccarlarin” bazilari icin kabul edilmez nitelikler tasimaktadir.

Bu kimlik kaybinin sonuclarini Almanya’da goruyoruz, yesilcilik, pasifizm, anarsizm gibi birbiriyle alakasiz, kimi garip uc noktalari arasinda gidip gelen hizipler, olusumlar peydahlaniyor. Die Linke’ye bakiyorsunuz, eski komunist, irkci, ice kapanmaci, girisimci dusmani, ne turlu manyak ararsan burada. Demek ki “surec” bir seylerin boyle olmasini gerektiriyor.

Turkiye’de de durum farkli degil. Kaldi ki TR’de isciler hicbir zaman yeterli sayida bir sinif olmamistir, CHP once bir “ozenti” ile boyle bir cabaya girismistir, ama aynen Kemalizm’in trajik oykusunde oldugu gibi, bu ise gec basladigi icin hicbir zaman gerekli temsili gucu kazanamistir (Ecevit’in ortaci denemesi haricinde), guduk baslayip guduk kalmistir.

Ve bugune geliyoruz. Artik ozgurluk, demokrasi gibi zamanin ruhunun gerektirdigi isteklerin on safhalarinda Genc Siviller gibi hareketler goruluyor [1]. Bu yapilanma beyaz yakali, profosyonellerin ortaya cikardigi bir olusum ve sol hareketlere mesafeli durmalari dikkat cekiyor. Ustte tarif edilen dinamik dogrulanmis oluyor. Diger yandan etnik, dini temelli haksizliklara karsi insanlar kendi baslarina lobi cabalari, yayinlari ile mucadele ediyorlar. Onlari toparlayan bir siyasi hareket ezici cogunlukla basa geliyor. Artik kimsenin sola ihtiyaci yok.

Tum bunlarin yansimasi olarak, eski akademiyen, politikaci Deniz Baykal’in bogazda bir teknede “burjuva evlerine” bakarak icerledigi, Ahmet Turk ile beraber agladigi gunlerden, bugunku Ergenekon avukati olan Deniz Baykal’a geliyoruz. Temsiliyet gucunu kaybeden bir hareket bulabilecegi yegane guc kaynagina yapismaya ugrasiyor, ama cagin dinamikleri bunlari da etkisiz kiliyor. Kultur savaslari uzerine kurulmus bir destekci kitle ise gunden gune hizla eriyor.

Bazilari icin ne yazik ki olmasi gereken, olabilecek olan oluyor.


[1] Grubun simgesi olarak Converse ayakkabinin secilmesi ilginc; ABD’de bu ayakkabi bilgisayar kurtlari (geek) kisilerin bir sembolu haline geldi. Chuck dizisinde bu vurguyu gorebilirsiniz.