View on GitHub

thirdwave

Nick Bilton

Nick Bilton’ın I Live In The Future kitabindan

Gazeteleri okumayı çok severdim. 2004’te New York Times’da çalışmaya başladığımda Sunday Times’in işyerimize Cumartesi günü erkenden getirildiğini farkedince çok sevinmiştim [..] böylece kendime bir ritüel yarattım. Her Cumartesi erkenden ofise gider [..] o istiflenmiş kopyalardan bir tane alır, ve ertesi günün gazetesini detaylıca okumaya başlardım. Çok geçmeden arkadaşlarım benden gazetenin gayrimenkul bölümünün kopyalarını istemeye başlamıştı.

Fakat bir sene sonra bu ritüelim sona erdi. Arkadaşlarım da telefondan aramıyordu. Birer birer hepimiz başka bir ritüele geçiyorduk. Gazete kağıdının eldeki hissiyatı, kağıdının kokusu yerine daha hızlı, her şahsa göre değişik olabilen dijital okuma tecrübesini tercih ediyorduk. Arkadaşlarım bedava olmasına rağmen artık benden gazetenin kopyalarını istemiyorlardi [..] !

Bugün, sabah uyanınca başlıklara bilgisayardan bakıyorum, ofise giderken detaylı makaleleri mobil telefonumdan okuyorum, ve haber sitelerini gün içinde belli zamanlarda sürekli gözden geçiriyorum. Facebook ve Twitter gibi sosyal ağlar sayesinde en iyi içeriğin biraraya gelmesi iyice rahatlaştı, ve online ortamda haberleri görmek daha hızlı hale geldi. Tüm bunların üstüne, artık beğendiğim makaleleri arkadaşlarımla daha rahat paylaşabiliyorum, paylaştıklarım hakkında kendim de yorum ekleyebiliyorum [..].

[Gazetelerin] problemi yaklaşımlarının artık anlamsız hale gelmiş olması. Kavram şöyle – yüz küsur kadar haber makalesi Times editörleri -benim arkadaşlarım- tarafından başlıkları ile beraber ve önem sırasına göre güzel bir ambalajın içine konuyor. En önemli haberler belli yerlerde, iş haberleri belli yerlerde, spor bölümü hafta içi çoğu günde iş bölümünün hemen arkasında.

Ama problem tam da burada zaten: bu paket editörlere göre neyin önemli olduğunu yansıtıyor, benim tercihlerimi dikkate almıyor. Benim hoşuma giden, gitmeyen formülün parçası değil. Daha da önemlisi, o dikkatlice seçilmiş, geniş kitle için tasarlanmış gazetenin üzerindeki kelimeler benim evime ulaştığında çoğu artık güncel bile değil.