View on GitHub

thirdwave

Güney, Kuzey Kore ve Cin

The Second World, Parag Khanna, sf. 270-271

Güney Kore Japonya’dan sonra Asya’nın diğer başarı hikayesidir. Bu ülke tipik bir “müşteri ülkesi” [1] konumundan, bir birinci dünya ülkesi haline gelebilmiştir. Kore’nin artan güveni, kendi topraklarında neredeyse yarım yüzyıldan fazladır süregelen ABD askeri mevcudiyetinin gerekliliği hakkında da Amerika ile sürtüşmesine sebep olmaktadır, ve Kore topraklarındaki ABD askerlerin azaltılmasını istemektedir. Bölgedeki ABD üsleri eskiden yerelliği hiç takmayan (extraterritorialıty) halinden, artık kendilerine şüphe ile bakmaya başlayan bölge ülkelerinin toleransına sığınmaya mecbur bir duruma düşmeye başlamıştır. Diğer yandan, pek çok genç Koreli “kızıl hastalığının” etkisine kapılmış durumdadır, bu kitle Çin ile daha yakın ilişkilerin geliştirilmesini istemektedir.

Şu anda Güney Kore’nin neredeyse tamamının gelişmesi Çin’e direk olarak bağımlıdır; ki Çin ile ticari ilişkiler geçende ABD ile olan ticari ilişkileri aşmıştır. Hatırlayalım; 2004 yılında Çin büyümesinin yavaşlayabileceğini anons ettiğinde, Kore borsası anında düşüşe geçmişti. Çin, Kore’nin elektronikteki becerisine çoktan yetişti, fakat emek masrafı daha düşük olduğu için, Çin imalat zincirinde yukarı tırmanmaya başladığında Kore’nin şu andaki rolü olan “Çin’in birleştirdiği ürünlere katma değer sağlaması” avantajı buhar haline gelebilir.

Her halükarda Çin ve Güney Kore, coğrafi olarak her ikisinin arasında yer alan nükleer silahlara sahip ama fakirlikten sürünen Kuzey Kore’nin kapitalist kolonizasyonunda işbirliği yapmaktalar. Çin, Kuzey Kore’nin tren hatlarını ve madenlerini çoktan satın aldı, diğer yandan Güney Kore bilinen “gün ışığı projesi” dediği atılımın pek çok versiyonları üzerinden kuzeyde ortak üretim ve ihraç serbest bölgeleri açtı. Kuzey ve Güney’in ortak bir Olimpiyat takımı bile var.

Çin ve Güney Kore’nin, kuzeyde olan ya da oradan kaçmış olan resmi görevlileri ile ilişkileri şu anlama geliyor; bu “inzivaya çekilmiş ülke”, bir gün halkının dayanılmaz fakirliği yüzünden çöktüğünde, Çin ve Güney Kore onu Finlandize etme [2] konusunda beraber çalışacaklardır.

[1] Müşteri ülkesi “client state” kelimesinin tercümesi, daha güçlü bir ülkenin diğerini dışişleri konusunda kontrolü anlamında kullanılır, özellikle Soğuk Savaş sırasında Amerika ve onun “koruması” altındaki ülkeler için kullanılan bir kelimedir. Güvenlik “ürününü” “satın almak” bağlamında da anlaşılabilir. Vakti zamanında Türkiye de bu ülkelerden biriydi.

[2] Finlandize etmek, ya da olmak kelimesi Soğuk Savaş sırasında Sovyetler Birliğinin etkisiyle (korkusuyla?) komünist olmayan ülkelerin tarafsız kalma politikasına verilen isimdir.