View on GitHub

thirdwave

The Wire

Eski sistemin yasadigi derin cokuntuyu en iyi belgeleyen dizilerden biri: The Wire. Baltimore (Maryland) etrafinda cekilen dizide resmedilen ana problem uyusturucu ve onu kullanan, satan kisilerin yarattigi ortamdir, daha genis acida temelinde suc / ceza olan bir problemin burokratik “kutucuklar” sistemiyle cozulememesidir. The Wire cuvallayan tum kurumlari, yapilari teker teker inceler: basin, polis, okullar, sehir, siyaset / eyalet yonetimi. Aci olan sistemin yapisiyla beraber, tesvik, yonlendirme (incentive) yapisinin batmis olmasidir. Polis “rakam oyunu” oynamaktadir, suc rakamlarinin “asagi inmesi” icin ugrasmaktadir, ama daha genis problemi gorememektedir, ayrica rakamlar yapay olarak, bilerek degistirilmektedir. Basin hakkindaki sezon “iyi hikaye yayinlamak” icin yalan haber yazan kisiyi isler. Egitim kisminda islenmek, “ogretilmek” uzere bir yerlere tikilmis (ve egitime en cok ihtiyaci olan) cocuklarin nasil aslinda ogrenemedigini goruruz. Ve, arada sirada acilan sonra kapatilan makine sistemiyle calisan demokrasinin de ne yazik ki cozum uretmekten aciz oldugunu anlariz.

Dizi bes sezon sonunda finale geldiginde, her ana karakterin yerine yenisi gelmistir, ve / yani sonuc olarak hicbir sey degismemistir. Yeni karakterler, “sistem disi”, “aykiri”, “asi” olanlari dahil olmak uzere, toplumsal, sistemik tikanikligin kanitidirlar. Kultur ile sistemin iliskisi bu rolleri yaratmakta, sonra onlari bir sekilde doldurmaktadir. Islerini “iyi” yapanlar bile yapisal problemler yuzunden geriye itilmektedir.

Ana mesaj modernist yapinin kokusmuslugu, cozum uretemeyen halidir.

Tavsiye ediyoruz.