View on GitHub

thirdwave

Hafta 36

Anonim

Amerikan filmlerinde niye surekli vampir, siddet, seri katil, vs. oluyor?

Kultur kodlariyla alakali

Amerika’da seksin kultur kodu SIDDET kelimesidir. Bu koda gore artist, sukseli olmak siddet gosterisiyle yan yana gider. Bitmek tukenmek bilmeyen vampir filmleri bu koda satis yapar, kan emici iblis tipli yaratiklar bu koda gore “seksi” olmaktadir. Acikca soyleyeyim, bu dingilce bir kultur kodudur. Kultur kodlarin hepsi dogru, hepsi yanlis olacak diye bir sey yok; raslantisal sekilde dogru olabilirler tabii, o baska.

Neyse, bu kodun pek cok ornegi sinemada mevcuttur. 1989 yapimi Michael Douglas’in basrolde oynadigi War of the Roses filmi Clotaire Rapaille’in kitabinda kullandigi ornektir. Film bastan asagi evlilik icinde yasanan bir savasi resmeder. Taraflar bu savas uzerinden sanki “cima etmektedir”.

Dedigim gibi; dingillik.

Daha yakin tarihe gelirsek, Fight Club’da miyminti karakter (Edward Norton) artist Tyler Durden’e (Brad Pitt) donusunce kluplerde kavga etmeye baslar. Seks = Siddet. Brad Pitt ve Angelina Jolie filmi Mr. and Mrs. Smith ayni sekilde. Toplumda seri katiller bu sebeple surekli ilgi ceker, arada “sakinma / saliverme” hattina da satis yapilir, vs. vs.


Anonim

Hazerfan Ahmet Celebi’yi konu alan Istanbul Kanatlarimin Altinda filmi, Hazerfan’in bertaraf edilmesiyle ilgili olarak seyhulislam’i gostererek “onlar hep vardi, hala varlar ve hep var olacaklar” beyaniyla suclayici bir havada bitiyordu. Ne is?

Uydurmaca

Hazerfan Ahmet Celebi hakkinda guvenilir tek kaynak Evliya Celebi’nin Seyahatname’de yazdiklaridir. Celebi kitabinda Hazerfan Ahmet’in (eger boyle bir sey olduysa tabii) malum ucusu yaptiktan sonra IV. Murat’in onun hakkinda sunlari soyledigini yazar : “Bu korkunc bir adam. Istedigi her seyi yapabilme kabiliyetine sahip. Boyle insanlarin etrafta dolanmamasi / olmamasi lazim”. Ardindan IV. Murat Hazerfan Ahmet’i Cezayir’de surgune gonderir, yani ortadan kaldirir.

Tum bunlarin icinde seyhulislam’dan falan bahis yok. O sonradan araya sokusturulmus, olayin icine “dini” dahil etmek icin. Durum tersine cevrilmis ayrica, “halka” ait olan bir sey sanki “sarayi”, “yonetimi” ele gecirip yanlis yonlere sevketmis gibi bir havada sunulmus.

Halbuki, illa bir suclu gerekiyorsa, tipik Osmanli despotlugundan baska bir yere bakmaya gerek yok. Bu kafaya gore her sivrilen, insiyatif alan herkes merkezi yagmalama sistemi icin potansiyel bir tehdittir. Ayrica Roma’da bilim yoktur, olamaz; bu baglamda da

  1. Roma’nin icraati son derece anlasilir, kendi ic mantigina uygun bir eylemdir.

[1] Kaldi ki seyhulislam isin icinde olsa bile o da merkezi sistemin parcasi, dini “yonlendirmekle” gorevli, bununla halkin inancinin ne alakasi var. Alakasiz bir baglanti.


Anonim

Internet kuresellesmenin sembolu

Belki

Aslinda iletisim aglari bir ulkenin “ic baglantilarini” daha kuvvetlendirir. Bu agin bir guc haline gelmesinin esas sebebi bu… Disariyla tabii ki baglanti kuruyorsun, ama bu baglanti icerideki mesajlasmanin boyutuna gore ikinci derecede. Niye boyle olur? Dili, kulturel referanslari benzer olan insanlarin birbiriyle daha fazla iletisimde olmasindan dogal ne olabilir?

Nereden nereye gelindigi hakkinda bir ornek aydinlatici olabilir. Bir TR universitesinde profosorun hikayesini hic unutmam: Tasrada buyumus, ITU’ye girmis, o zamanki universiteler hakkinda sunu soylemisti “Ankara sehrinde ODTU diye bir universite acildigini ITU’ye girince ogrendim”.

Iletisimin nereden nereye geldigini tahmin edin.


Aykırı

Endustriyel toplum olmayinca endustriyel uretim olmuyor mu?

Oluyor

Tarim toplumu olmayinca tarim uretimi oldugu gibi endustriyel toplum olmayinca endustriyel uretim olur. Tek fark, endustriyel uretim tarzinin artik sosyal hayati etkileyemez hale gelmesidir. Bu sektor artik “belirleyici” olamaz. Vasifsiz iscilerin sayisi azalir, sadece onlara gore duzenlenmis sosyal hayat, politik duzen imkansiz hale gelir. Hayat “senkronize” olamaz, insanlar daha serbest sekillerde calisabilirler. Hayat “merkezi”, “odakli” olamaz, o zaman egitim de “merkezi” “odakli” yapilamaz.

Turkiye’nin gidisati budur. Amerika, Almanya ornekleri ortada: Isgucunun dagilimi ABD’de sanayi %21, servis %76.9, Almanya sanayi %26, servis %72.3. Rakamlar boyle olunca sendikal hareketler, sol kan kaybeder. Kafasini kullananlarin sayisi artinca her turlu kolektivizm batar, “sol” ve “sag” gucsuzlesir. Hayat boyu egitim onemli hale gelir, insanlar kendilerini egitir, birden fazla alanda calisma ihtiyaci dogar, “tek alanda calismak” “standardizasyon” prensipleri silinir. Modernite iflas eder.


Tayyip Erdogan

Türkiye artık emek yoğun çalışan bir ülke değildir. Türkiye artık emek yoğun çalışmaktan, teknoloji yoğun çalışmaya giden bir ülkedir

Dogru


Anonim

TUSIAD soyle yapsin.. boyle yapsin [..] Yanlis yapti.. [..]

Ceneni yorma

Az sayida secenek, kisinin oldugu siyasi secim anlarinda, oyuncular oyun teorisine uygun sekilde cikarlari dogrultusunda bir secim yaparlar. Bu secim deterministiktir; hesaplanabilir, onceden tahmin edilebilir.

Buyuk sirketleri temsil eden TUSIAD’in sistemin demokratize olmamasinda cikari vardir. Yeni Yeni Ekonomi yazisindan aktariyoruz:

Gectigimiz 9 ay icinde [kriz sirasinda] asiri buyuklugun ekonomik olmadigini kesfettik. Buyuk firmalari nakit akisiyla isletmek daha zordur, bu sebeple bu sirketler daha fazla borca ihtiyac duyar hale gelmislerdir. Buyuk sirketler, [sececekleri urunler, gelecek tahmini hakkinda dogal olarak] daha buyuk kumarlar oynamak zorundadirlar, ama ayni zamanda ayni sirketler is yaptiklari o asiri cesitli piyasada dagitim ve rekabet uzerindeki kontrollerini kaybetmeye baslamislardir. Sonuc olarak oynanan kumarlar daha riskli ve getiriler daha dusuk hale gelmistir [..]

Risk yatirimcisi Paul Graham’a gore eskiden gecerli olan “buyuk ve disiplinli organizasyonlar kazanir” kuralinin sonuna artik su degistirici ibareyi eklemek gerekiyor “.. degisimin yavas oldugu sektorlerde”. Kimse bu gercegi isler yeterli bir hiza erisinceye kadar farketmemisti.

O zaman sunu soyleyebiliriz ki kriz sonrasi, eskisinin kullerinden dogacak yeni ekonomi ‘kucuk olani’ daha avantajli hale getirecektir [..]

Eger buyuk olanin hizli ekonomide hantallasmasi sebebiyle daha fazla borca ihtiyaci varsa, ve devlet bu potansiyel borc verici kaynaklardan en onemlisi ise, devleti kontrol edenin “kontrol edilmesi” buyuk sirketlerin cikarinadir. Daha fazla demokrasi kontrolun dagilmasi anlamina gelir, bu da gucun “konsantre” oldugu eski sistemin bekcileri icin iyi degildir [1].

O zaman TUSIAD’a uzaktan tavsiye vermeye, genel anlamda trasa gerek yok. Eger siyasi polemik amacli “cakmak” isteniyorsa, o baska tabii.. Ama temel seviyede bilelim ki yapmalari gerekeni yapiyorlar, digerlerinin (bizim) yapmasi gereken catisma oldugu oranda onlari ekarte etmek, ve alternatif (21. yuzyila uygun) bir ajandayi ilerletmektir.

Blog’un sag tarafinda duran merhum Ozal’in veciz sozunu tekrarlayarak bitirelim:

“Önümüzdeki asır ferdin asrıdır, bilgi asrıdır. Bu asırda fertlerin kitleler halinde değil, daha çok ufak gruplar ve tek tek çalıştıkları, bilgisayar, telekomünikasyon, nakliye, inşaat, turizm gibi ekonomik faaliyetlerden oluşan hizmet sektörü, toplam işgücünün yüzde 80’inden fazlasını istihdam edecektir.”

Ilgili yazi: Yeni Yeni Ekonomi, Bruce Bueno de Mesquita, Kim Daha Fazla Istihdam Yaratiyor?, Endustriyel Ideolojilerin Temelleri: Maksimizasyon

[1] Buyuk sirketler ortalama olarak istihdam artisina da pozitif etki saglamiyorlar. O zaman yeni ekonomiye uygun siyaset daha fazla serbest piyasayi desteklemek ve dinazorlarin kendiliginden yokolmasini seyretmektir.


Haber

Iran “ucan deniz botu” yapti

Stratejik olarak anlamli

Eger Iran merkezli bir cekisme olursa Iran’in stratejik amaclarindan biri Hurmuz Bogazi’ndaki petrol trafigini felc etmek olur. Deniz ile ilgili yiginak yapmasi bu sebeple anlasilir. Bu arada, Bueono de Mesquita’nin Oyun Teorisi kullanarak hesapladigi tahmini hatirlatirim; one gore Iran silah kalitesinde nukleer yakit uretecek, ama silahin kendisini uretmeyecektir. Bu konu hakkinda baski yapmak ise bu “denge noktasina” gelinmesini daha da geciktirecektir.

Ilgili yazilar: Hurmuz Bogazi, Bruce Bueno de Mesquita

Aykırı

Fight Club filmi seks = siddet kodunu kullaniyor, bu kod dingilce dediniz. O zaman filmin tamami dingilce midir?

Degildir

Bu film yerinde bazi mesajlar da icerir.. Mesela: “Sana öğrettikleri küçük görevi yerine getiriyorsun. Bir kolu çek. Bir düğmeye bas. Neyi neden yaptığını bilmiyor, sonra da ölüp gidiyorsun”.

Bu ifade modernitenin suratinda patlayan bir tokattir.

Endustriyel toplumlarda insanlar montaj bantindaki tek bir isi, ust uste, standart bir sekilde yaparlar. Bu sekilde nihai urunden, sonuctan gittikce uzaklasirlar. Koca bir makinenin icinde ufak bir disli haline gelirler. Bilgi toplumunda uretim araci sahislara aittir. Bu aracla final urunu, bastan sona, istedigimiz sekilde uretebiliriz. Bu sekilde insanlarin cogaldigi bir toplumda devrimsel degisiklikler olacaktir dogal olarak. Bu elestiri yerindedir.

Diger bazi mesajlarda evrensel olmayan, kulturel / duygusal (mal) beyinden gelen irdelemeler hala var, ve bunlar kismen tutabilir, kismen tutmayabilir. Mesela: “Hiçbir zaman tamamlanmış olmayayım, ne olur. Hiçbir zaman halimden memnun olmayayım. Hiçbir zaman kusursuz olmayayım. Kurtar beni, Tyler, kusursuz ve tamamlanmış olmaktan kurtar”. Bu mesaj bir kultur kodundan geliyor: Mukemmeliyetin ABD’de kultur kodu OLUM kelimesidir.

Mukemmele erismek bir tur bitis gibi algilanir, bu sebeple mukemmelin pesinde kosmamak yonunde de bir yeltenme vardir. Ilginc bir sekilde, teknolojinin kultur kodu ISLEMESI YETER kelimesidir. Kod ne kadar gecerli? Yani, bilimde, teknolojide calisirken, muhakkak mukemmeli elde etmek mumkun olmayabilir, diger yandan, o yonde “ugrasmak” kalitede belli bir artisa da sebebiyet verebilir, vs. 50/50.