View on GitHub

thirdwave

Hafta 36

Ludwig von Mises

Zahitçe hevesli kimseler, Marx’da dünya tarihinin kahraman şahsiyetlerinden birisini görürler; ve onu, en büyük iktisatçılar ile sosyologlar, hatta en mümtaz felsefeciler arasında sınıflandırırlar [..] Bir iktisatçı olarak Marx, özgünlükten tamamen yoksundu. O, klasik siyasi iktisatçıların bir takipçisiydi, ama siyasi bir önyargı olmaksızın esaslı iktisadi meselelere yaklaşma kabiliyetinden yoksundu. Her şeyi, ilk ve her şeyden önce, halkın zihninde yapılan tesiri dikkate alan bir tahrikçinin gözleriyle gördü [..].

Ayrıca o, sistemini, yani Das Kapital’in ilk cildinin yayınından sonra [.. olan] teorik iktisattaki devrimden tamamen habersiz olması talihsizliğine sahipti. Sonuç olarak Das Kapital’in takip eden ciltleri yayımlandıkları günden itibaren yeni bilimle temastan tamamen uzaktı. Bu onun meftun takipçilerini özellikle güç durumda bırakan kötü şansın bir parçasıydı. Baştan itibaren onlar ustanın yazılarının verimsiz / kısır gösterileriyle yetinmek zorundaydılar [..].

Bir sosyolog ve tarih felsefecisi olarak Marx asla partisinin gündelik ihtiyaçları için yazan yetenekli bir tahrikçiden fazlası değildi. Maddeci (materialist) tarih olgusu bilimsel olarak değersizdir; ayrıca Marx hiçbir zaman onu tam olarak hesaplamadı, aksine birbirine bağdaşması mümkün olmayan çeşitli şekillerde önerdi [..].

Bilimsel bir yazar olarak Marx kurak, bilgiç, ukala ve ağırdı. Kendisini zeki bir şekilde ifade etme kabiliyeti, ondan esirgenmiştir. Siyasi yazılarında, güçlü etkileri ve sırf göz kamaştırıcı anti-tez ve hatırlanması kolay ibareler sayesinde, sırf kelime oyunlarıyla boşluklarını gizlediği cümleler üretir [..].

Marx’ın özgünlüğü ve tarihi önemi, siyasi teknik alanda yatar. O, işyerlerinde bir araya getirilmiş işçilerin büyük kitlelerinin sıkıca birleştirilmesiyle elde edilebilecek muazzam sosyal gücü, siyasi etkiyi fark eder ve bu kitleleri uyumlu bir hareketin içinde birleştirmek için sloganlar arar ve bulur. Başka türlü siyasete ilgisiz insanları özel mülkiyete saldırmaya yönlendiren o gerekli sözü üretir. Gücenmesini akılcılaştıran ve kıskançlıklarını ve isteklerini dünya tarihi tarafından emredilen bir görev içinde yücelten bir kurtuluş öğretisine övgü yağdırır. Onlara, tek başlarına insan ırkının geleceğini taşıyan kimseler olarak şapka çıkartarak misyonlarının bilincinin ilham eder.

Iste


Anonim

Marksistler niye akla karşıdır?

Başka türlü ideolojilerini yayamazlar

Link Aşağı yukarı 19. yüzyılın ortalarına kadar sosyalizm ideali ortadan kaybolmuş gibi gözüktü. Bilim, katı mantık kuralları ile onun işe yaramaz olduğunu göstermişti; ve onun destekçileri, tek bir etkin karşı iddia geliştirememişlerdi [..] Marx, Hegelci diyalektikte [..] usta olduğu için, sosyalistlerin kendilerini buldukları ikilemden kurtulmanın bir yolunu bulmakta zorlanmadı. Bilim ve mantık, sosyalizme karşı olduğu için, bu türden rahatsız eleştirilere karşı sosyalizmi savunmak için dayanak oluşturabilecek bir sistem tasarlamak zorunluydu. Marksizm’in yapmaya çalıştığı şey buydu [..] 3 yol takip edilecekti: Birincisi, mantığın, bütün insanlık için ve bütün çağlar için evrensel olarak geçerli olduğunu inkar etti. Düşünce, Marksizm’e göre, düşünürlerden müteşekkil bir sınıf tarafından belirleniyordu. İkincisi, Marksizm, diyalektik gelişmenin bizleri zorunlu olarak sosyalizme götürdüğünü, bütün tarihin amacının ve hedefinin kamulaştıranların kamulaştırılması -inkarın inkarı- sayesinde üretim araçların sosyalleştirilmesi olduğunu ileri sürdü. Son olarak Marksizm, hiç kimsenin (ütopik sosyalistlerin yaptığı gibi) sosyalist vaat edilmiş toprakların inşası için belirli bir öneri sürmesine izin verilmemesi kuralını getirdi.

Sosyalizmin gelmesi muhakkak olduğundan; bilim, en iyisi, onun doğasını belirlemeye yönelik bütün çabalardan vazgeçmeliydi [..]

Fakat, Marksizm’in olağanüstü başarısının altında yatan esas durtu, ta ezelden beri insan ruhunun derinliklerine kök salmış öç/intikam duygusu, ve her hayalinin gerçekleşmesini bekleyen bir yöndür.

Bu duygulardan biri aşırı hayalci, diğeri çok öfkelidir, ve hiçbir insan bu duyguları aklı selim halde kabul etmez. Bu yüzden, bu türden intikam rüyalarının saçmalığını gösteren akıl ve mantık yürütme bir tarafa itilmelidir. İşte bu sebeple Marksizm, akılcılık tarafından tesis edilen hayat ve eylem üzerine bilimsel düşüncenin hakimiyetine yönelik en radikal saldırı haline gelmiştir. Marksizm, akıla karşıdır, bilime karşıdır, bizzat düşünce faaliyetine karşıdır. Bolşevikler, ısrarlı bir şekilde bize, dinin insanlar için bir afyon olduğunu söylerler. Fakat gerçekte Marksizm düşünceye karşı tasarlanmış bir afyondur. Bu ideoloji, ne yazık ki, safsata yoluyla sosyolojik problemlerin bilimsel incelenmesine mani olmuş ve zamanın entellektüel atmosferini kötü bir şekilde zehirlemiştir.


Bir akademisyen

Gelişmiş ülkelerde siyaset kültürel değil, ekonomik çerçevede yapılıyor.

Uydurma

Aklına eseni “dünyanın hiç bir yerinde.. “ diye başlayan cümlelerle yapılmaz, edilmez diye etiketlemeyiniz. Böyle sözleri söylebilmek için dünyanın “bir kaç yerinde” nelerin olup bittiğini iyi bilmek gerekiyor öncelikle. Kültür temelli siyasi çekişme ABD 2000 seçimlerinde Bush II


Bir görevli

Eski imparatorluk bolgemiz Mısır’a [..]

Yüksekten atma

Mısır’lıların yanında böyle atıp tutarsanız, size hemen 1831-32 sırasında Mısır’ın Osmanlı’yı yıkmaya ne kadar yaklaştığını hatırlatırlar, “biz de sizi yönetiyor olabilirdik” gibi imalara da maruz kalırsınız.

Mısırlılar 1832 yılında Konya’da Osmanlı’nın evire çevire “tozunu aldıktan” sonra, İstanbul’a yürümek için önlerinde hiçbir engelleri kalmamıştı. Eğer “gavurlar” ise karışmasaydı, Osmanlı denen hayvanlar tarih sahnesinden daha da önce çekilmek zorunda kalacaktı. Ne yazık ki çöküş biraz daha gecikti. Özgüven eksikliği yaşayanlar, güven elde etmek için başka adreslere bakmalıdır. Afrika Savana’sından ileri fırlayan adamın cesaretinden fazlasına ihtiyaç yoktur aslında, o genler de evrimsel olarak herkesde var.

Bundan fazlası “traş” kategorisine girer.


Anonim

Biz buraya gelince..

Sen kimsin?

Hala “biz” diyerek uzaklardan bir yerlerden gelip buraya yerleştiğini ve olduğu gibi kaldığını zanneden salaklar var. “Biz” dediğin şey, genetik olarak bu topraktakilerin en fazla yüzde 30 civarını oluşturuyor. Kültürel olarak ta genetik olarak ta. Buranın kültürü, genetik yapısı da bu sebeple topraklardan ne gelip geçtiyse o’dur. Bunun icinde Antik Yunan da var, Hitit de var, kısmen Roma / Osmanlı denen öküzler de var [yönetimsel olarak]. Var da var.

Bir kısım insan Orta Asya’dan gelmiştir, doğru. Her gelen bir şeyler verdi, bir şeyler aldı (çoğunlukla aldı), ve mevcut durum ortaya çıktı. Yok biz “geldik” biz “gittik”, böyle saçma sapan batıl inançlardan kurtulmak gerekiyor.


Abbas Güçlü

[Muvaffak Gözüaydın adlı bir mühendisin gönderdiklerinden]

Online Eğitim ile Bilişim öğretmeni arasındaki fark lokomotif ile koyun arasındaki farktır. Online Eğitimde çocuklar bilgisayar kullanmayı yarım saatte öğrenir. Buna şahsen Hakkâri’de bile şahit oldum.

[B]omboş geçen binlerce saat ve tamamen bilgisiz öğretmenler [egitim] sağlar [mı]? Bilgili öğretmeni ABD bile sağlayamamıştır. Rüya görmeyelim. Ama dünyanın en iyi öğretmenlerini online programda en ücra köşeye gönderebiliriz. Eğitimde eşitlik budur.

Öğretmen olmayan okulda tablet olsa [ne] olacağını göreceksiniz. Çoğu okulda çocuklar öğretmenlerinden daha ileride derslere hâkimdir. Hatta öğretmene ihtiyaç bile yoktur. Fakat bunu öğretmenlere kabul ettirmek imkânsızdır.

Öğretmen olmadan dahi çocuklar tableti kullanıp sınıflarını geçecekler. Burada kuvvet yazılımdır. Tablet tek sınıflı okulda 4 kere daha iyi vazife görecektir.

“O tablet paralarına 50.000 öğretmen atamayı düşünün önce”. İşte dünyanın en saçma mütalaası. Zaten okulların tamiri, bakımı, su parası elektrik parası yeterli olmadığı için tablet geliyor. Okullarda öğretmen olmadığı için tablet geliyor. Yalnızca 360 liraya o da 36 ayda ödenecek bir öğrenci kazanıyorsunuz. Öğretmen olmasa da öğrenci dersi takip ediyor. Kar olsa, sel olsa, zelzele olsa öğrenci dersi evde takip ediyor.

Bir öğretmenin maliyeti ayda en az 1.500 lira. Yılda 18.000 lira. 50.000 öğretmenin yıllık maliyeti 18.000 x 50.000 = 900.000.000 lira veya 600.000.000 $ 5 yıllık maaşı ise 600.000.000 x 5 = 3 milyar $16.000.000 tabletin maliyeti ise 150 x 16.000.000 = 2.4 milyar $. Yani çok iyi bir iş yapılıyor.

Bilgi Teknolojileri Öğretmenleri kadrolarını da arttırmak mi? Cehaletin daniskası denir buna. Tablet kullanmak için bilgisayar bilmeye lüzum yoktur. Herhangi bir öğretmen veya veli 10 dakikada öğretir.

“Öğretmensiz öğrenirler artık!” En doğru laf. [..] Yazılım geliştikçe öğretmene de ihtiyaç kalmayacak. Öğretmenlerin de korkusu burada.

Bir öğretmenin yetişme maliyeti yılda 50.000 $’dan 4 yıllık eğitim 200.000 $’dır. Sonra da yıllık maliyeti 12.000’$ dır. Ayrıca iyi bir öğretmen yetiştirmek için 200.000 $ değil 1 milyon $ gerekir. Bunun için dünyanın her yerinde öğretmene karşı savaş başlamıştır. Öğretmene kâfi maaş verilememektedir. Bundan dolayı da iyi öğretmen yetişmemektedir. Bütün dünya öğretmensiz eğitime gitmek zorundadır ve gitmektedir.

Dogru

Bu çağa gereken sayıda ve kalitede öğretmen yaratmak mümkün değil ve artık herkese kalite gerektiği bir çağdayız. Bu da video, ders materyelleri, herşeyin Internet üzerinden verileceği bilgisayar bazlı bir sistem ile olabilir. Khanacademy’nin başarısı ortada [1].

Öğretmenlere ne kadar para verilip, verileceği, kaç tane olacağı bir tarafa, araştırma ile uğraşmayan tüm öğretmenler işten atılmalıdır. Bir ürünü [öğrenciyi] işlemek için o sayıya oranla niteliksiz işçiyi [öğretmeni] fabrikada [okulda] istihdam etmek, aynen orkestrada daha fazla ses çıkarmak için daha fazla müzisyen çalıştırmak gibi, modernist ve geri bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım öyle ya da böyle iflas edecektir.

[1] Devlet bir hizmet olarak Khanacademy’nin içeriğine Türkçe ve Kürtçe seslendirme yapabilir.


Wael Ghonim

[Sorulara oy verilmesi] tekniğini biz Google’ın içinde kullanıyorduk. Şirket CEO’muz canlı bir ortamda konuşma yapıyor olsa bile, eğer [elektronik sistemimizde] birisi ağır bir eleştiri / soru yöneltiyorsa ve diğerleri bu soruya oy veriyorsa, CEO durup bu soruya cevap vermek zorundadır.

İşte demokrasi

3-4 senede bir, zaten çoğu Bağlantıcı Elit tarafından elenmiş, filtrelenmiş, “öne sürülmüş” adayların arasından birinin seçilmesi demokrasi değildir, ona temsili sistem denir. 21. yüzyılda demokrasi Ghonim’in belirttiği gibi ve pek çok diğer tekniği kullanmak zorundadır. Ghonim bilindiği gibi Mısır’daki direnişin liderlerinden ve eski Google çalışanı. Umarız ki sistemlerini olusturduklarinda yeni ve denenmemiş bir şeyler yaparlar. Eger 19. yüzyıl endüstriyel sistemin bir kopyasını kuracaklarsa, direnişte görülen bir sürü efor boşuna harcanmış demektir.